Dinamiti icad eden Alfred Nobel, madenciler, yıkım işçileri vs. ölmesin diye icat etmişti. Ama tarihteki kullanım şekillerine bakarsak dinamit bu güne kadar milyonlarca kişiyi öldürmüştür. Bunun için Alfred Nobel’e mi kızmalıyız? Yoksa bu teknolojiyi kötü kullananlara mı? Ölenlerden gerçekten dinamit mi sorumlu? Ama o da bir teknoloji nihayetinde.. Benzer şekilde arabalar da yanlış kullanıldığında, kullanan […]

Read More →

M. Uğur Nemlioğu Yüksek Lisans Öğrencisi Düzce Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Çerkes Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı Düzce, Haziran 2017   Özet: Türkiye’de ilk olarak akademik düzeyde bir Adıgece (Çerkesçe) eğitimi Düzce Üniversitesinin Fen Edebiyat Fakültesinde açılan ve Lisans düzeyinde eğitim veren Kafkas Dilleri ve Kültürleri Bölümü Çerkes Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı ile başlamıştır. […]

Read More →

Bugün 14 Mart 2017. Öğretmen Bersey Vumar’ın hazırladığı ilk Adıgece okuma kitabının yayınlandığı günden beri 164 yıl oldu. Ashamafe Davut ve Nikolay Yakovlev’in birlikte hazırladığı, 1938 de resmen kabul edilen ve bugün halen kullandığımız alfabenin temelleri bu kitapta atılmıştı. 14 Mart günü, Rusya Federasyonuna bağlı Adıge Cumhuriyeti başkanlığınca “Adıge Dili Günü” olarak kabul edildiği 2000 […]

Read More →

Çocukluğumdan beri kafamı kurcalardı. Gün ışığından yararlanmak ve enerji tasarrufu sağlanması amacıyla her yıl Yaz Saati uygulamasına geçilmesi anlamlı geliyordu ama sonbahar biterken yeniden Kış Saatine dönülmesinin gerekliliğini hiç anlayamamıştım. Sonunda Bakanlar Kurulu da Kış Saati uygulamasının gereksizliğini anlamış olacak ki bu yıl 07.09.2016 tarihli ve 2016/9154 sayılı kararları ile kış saatine dönme uygulamasına son verdiler. […]

Read More →

Bugün yalnızca Adıge (Çerkes) toplumunun değil, dünyada dillerin kaybolması ile birlikte insanlık mirasının eksileceğini fark eden bilim insanlarının da üzerinde durduğu bir konu olan kaybolmakta olan dillerin yaşatılması alanında birçok çalışmalar mevcuttur. Ancak insanlığın yeni dikkatini çeken bu alanda yürütülen çalışmaların meyvesini vermesinin nesiller boyu istikrarlı çalışmaların devam etmesine bağlı olacağını da gözden kaçırmamak gerekir. […]

Read More →

Yıllar önce henüz lisede öğrenci iken bir ajandaya notlar yazıyordum. Geçen gün çekmecede başka bir şey ararken elime geçti. Açtım ve karşıma o kısa özdeyişim çıktı. İlk denemelerimden.. Yaşamak her an biraz ölmektir, ölmek ise yeniden doğmaktır.. Şimdi yine düşünüyorum da gerçekten güzel demişim. Her geçen gün içimizdeki bir şeyler ölüyor. Bazen heveslerimiz, bazen duygularımız, […]

Read More →

Günümüzde Türkiye’de yaşayan Adıgelerin durumuna şöyle bir kuş bakışı göz gezdirdiğimde gözüme takılanları sizlerle de paylaşmak istedim. Detaylara girmeden önce küçük bir açıklamada bulunmayı tercih ediyorum. Burada yazacaklarım bulunduğum yerden baktığımda bireysel olarak ne gördüğümdür. Farklı bölgelerde yaşayanlar farklı görüş, düşünce veya izlenimlere sahip olabilirler tabi ki. Hatta gördüklerim konusunda yanılıyor da olabilirim. Ancak altını […]

Read More →

Bir Adıge olarak merak ediyorum da başkalarının bizlere taktığı isimler neden bazılarımız için bu kadar önemli oluyor? Kendi benliğimize, birliğimize, kardeşliğimize, xabzemize, dilimize ve günümüze yoğunlaşmak, kültürümüzün zenginliklerini yaşatmak ve yeni nesillerimize sağlıklı şekilde taşımaya çalışmak yerine, içinde yaşadığımız insanlar tarafından ve günlük hayatımızda kullanmaya mecbur edildiğimiz, başka bir dilde halkımıza verilmiş bir isim için […]

Read More →

2010 yılında yapılan bir toplantıyla Adıgey Cumhuriyeti Adıge Xasesi, 25 Nisan gününü Ulusal Adıge Bayrağı günü olarak kutlama kararı almıştı. Beraberinde Dünya Çerkes Birliği (DÇB)’ne, tüm Adıge cumhuriyetlerine (yani Kabartay-Balkar ve Karaçay-Çerkesk Cumhuriyetlerine) ve diasporadaki örgütlerimize de bu kararı almaları tavsiye edilmişti. O günden beri her yıl 25 Nisan Adıge Bayrak Günü olarak Kafkasya’daki tüm Adıge (Çerkes) […]

Read More →

Önemli Açıklama: Bu hikayenin hiç bir şekilde gerçeklerle ve yaşanan dünya tarihinin hiç bir evresi ile bağlantısı yoktur. Hikayede adı geçen karakterler ve olaylar tamamen hayal ürünüdür. Bir zamanlar, dünyanın bir güzel ülkesinde yaşayan insanlar, bir şekilde mutsuzluğa düşmüşler. Bunu gören ileri görüşlü, iyi eğitimli küçük bir grup insan, var olan eski yapının artık işlemediğini, […]

Read More →